13 Ekim 2010 Çarşamba

KADINLAR

Bu başlığı atarken düşündüm acaba anneler desem mi diye.. Yok, hayır anlatacağım dirayetli durumlar sadece anneleri değil , çoğu kadını kapsıyor..

Tıp fakültesi 3. sınıftayken Kadın-Doğum dersi başlamıştı. Pratik dediğimiz, klinikte yatan hastaları görüp, hasta başında yapacağımız dersler önünüzdeki yıllarda başlayacağından, dersi sadece teorik görüyorduk. Yani tüm konular sınıfta ders olarak anlatılıyor, hiç hasta görmüyor, muayene etmiyorduk. Kadın- Doğum derslerinde ilgimi en çok ‘normal doğum’ konusu çekti. Nasıl çekmesin ki, bir mucizenin nasıl gerçekleştiğini öğreniyordum. Dersime iyi çalıştıktan sonra, doktor olan babamdan yardım istedim.  Babam da İstanbul’da en çok doğumun olduğu bir hastanenin başhekimi olan bir arkadaşına beni götürdü ve gerekli izinler alınarak doğuma katıldım..

Normal doğumun ne kadar da ‘normal’ olmadığını, her doğumun bir ‘mucize’ doğum olduğunu, kadınların kendi canlarından can verirken ,bu mucizevi olayın ne kadar zor olduğuna şahit oldum. Benim için tam bir şoktu.. Hadi, kadınlar bilmeden bir kez hamile kalıyor, zorlu bir sonal bebeklerine kavuşuyorlar. Bu kadar acı-ağrı-gözyaşı-fiziksel değişim birarada yaşanıyor..Sonrasında... Tüm bu zor tecrübe unutuluyor.. kadınlar tekrar tekrar doğuruyorlardı...
Eve gidince ‘normal’ 3 tane doğum yapan anneme ‘ bu nasıl birşeydir?’ diye hayretle sorduğumda ‘ anne olunca anlarsın’ diye klasik bir cevap almıştım. O zaman, kadınların bu zor olayı neden daha fazla büyütmeyip, insanların bunu ‘normal’miş gibi algılamasına izin vermelerine,doğumun aslında zor olduğunu bastıra bastıra söylemediklerine, feminist yanımla isyan etmiştim.

Yıllar yıllar geçip Çocuk asistanı olunca, girdiğim normal ve sezeryan doğumlarda bebeğin ilk çığlığıyla çok ağlamışlığım vardır. Hala da bebek doğup muayene etmemiz için annesinin kucağından önce, benim kucağıma bebeği aldığımda gözlerim dolar, boğazım düğüm düğüm olur. Allah’a şükrederim.

Doğumdan sonra bebekleri, anneleri hastanede yatarken ben takip ederim. Anneler doğumdan sonraki günlerde yine mucizevi bir şekilde fiziksel acılarını-ağrılarını bir yana bırakıp bebeklerini beslemenin, süt vermenin derdine düşerler.. Yani doğumdaki kahramanca dünyaya bir insan getirmenin sefasını hiç sürmezler. Hemen ayaklanır, bebeklerine en iyi şekilde bakmaya başlarlar. Yine o kadar normal karşılanır ki bu durum .
Prensesler gibi bakılması gereken yeni anne, kalkıp, kendisini ziyarete gelen misafirlerini ağırlar!

Hastaneden çıkan yeni anne, hemen evde eski hayatına döner. Sezeryanmış, dikişmiş,kanamaymış, meme ucu ağrısıymış.. Hepsi hikaye...Bebekleri ilk haftada tekrar muayene etmek için çağırdığımızda yeni anne aslanlar gibi karşımızdadır..Uykusuz geceler, dimdik ayakta geçirilen günlere rağmen sapasağlam karşıma gelirler.

İşte doğadaki bu olağanüstü yaratıklar...Kadınlar...
Saygıyla sizi kucaklıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder