23 Kasım 2011 Çarşamba

Terlikli Kadınlar

Hastanelerde Çocuk servisleri ile Kadın Doğum servisleri genelde yakın olurlar.Ya aynı katta, ya da altlı üstlü..Doğuma gelen, doğurup giden kadınları sık sık görürüm. Ayrıca doğan bebekleri muayene ettiğim düşünülürse, yeni annelerle yakın bir ilişkim olduğunu söyleyebilirim.
Ne zamandır  gözüme takılan bir ayrıntı…Hava ne kadar soğuk olursa olsun, doğuma gelen kadınlar, ayaklarında bir çetik (örme patik), üstüne giydikleri terlikler ile doğuma gelip, doğurup evlerine dönüyörlar. Tabii ki fakirliğin, bir kışlık ayakkabı aldırmayacak kadar bellerini bükmüş olabileceği gerçeği yüreğimi burkarken, bu fakirliğe yeni gelen bebeği de  kattıklarını biliyorum. Diğer taraftan doğuma gelen bu kadınlar, doğurma olayına o kadar yakınlar ki, komşuya gider gibi, hastaneye geliyorlar, küçücük bir çanta ile.. Hepsi en az 3 kez geçmiş bu yoldan, artık hastane su yolu, komşu kapısı...
Hamilelikle şişen ayaklarına ayakkabılarının olmadığı teorisine inanmak istiyorum ama yanlarında, onlara eşlik eden kadınların da ayakları aynı.
Bebekleri bir çantaya, sarıp sarmalayıp koyuşları, soluk ( sık doğumdan kansızlıktan müzdaripler) benizleri, yanlarında mutlaka bir erkekle hastaneye gelmeleri ( hiç erkek yoksa 15 yaşında eltisinin oğluyla bile geleni gördüm) de yine ortak noktaları.
Ah, benim kendi canına acımaz, çocuklarından bir gelecek beklemez, yol iz bilmez, senin yazdığını okuyamaz, anlattığını anlayamaz  kızkardeşlerim…Ne kadar çoksunuz, hızla artıyorsunuz.
Hergün kaç bebek Çocuk Yuvalarına bırakılıyor , biliyor musunuz?
Devletin onlara ailelerinden daha iyi bakıldıklarını biliyorum, tek tesellim bu oluyor ama o bebeği dünyada en çok sevmesi, koruması gereken kişiler tarafından terk edildikleri düşüncesi taş gibi oturuyor yüreğime.
Doğum kontrolünün rafa kalktığı bir ülkede, ileride bizi, gelecek nesilleri neler bekliyor, bu aralar en büyük düşüncem bu..

7 Nisan 2011 Perşembe

Migrenle Yaşamak

Başım ağrıyor, yüzüm ağrıyor, sağdan sağdan geliyor…
Hayatımı paylaştığım bir his var artık..Ne zaman geleceğini önceden hissettiren, geldi mi iki gün beni zapteden…
İnsan vucudu bir şeyle, bir sıkıntı ya da fiziki acı ile baş edemeyince, kontak atıyor..BUMMM…Bu hisler beyninde hissettiğin acı olarak sana fazlasıyla geri, dönüyor.
Kızımın kolik ağlamalarının en şiddetli olduğu ikinci ay dolayında bir kez baş ağrısı çekmiştim. Yorgunluk, düzensiz beslenme, uykusuzluk bu baş ağrısının sebebiydi bence…Tanıyı kendi kendime koymama neden olan olay, kızımla beraber dışarıya çıktığımızda, aniden acı acı ağlamaya başladığında oldu…O an BUMMM…Sağdan gelen ağrı saplandı..
Bunun adı Migrendi..
Kızım 4 aylık olunca ağlamaları azaldı..Migren ise kalıcı oldu..
Bazen üst dişlerim, dişetlerim ağrıyor..2 kez oradaki dolgularımı değiştirttim, nafile…
Kulak kepçem ağrıyor..
Kaşımın üzeri ağrıyor…
Yüzüm sinüzit olmuş gibi ağrıyor.
Başımın sağ yarımküresi ağrıyor..
Bazen öyle çok ağrıyor ki, uykumda hissediyorum, uyuyamıyorum, duvara sağdan kafa atmak geliyor içimden…
Kızımı emzirdiğim için tedavi alamadım, akupuntur denedim. Düzenli gitsem daha iyi olabilirdi, biraz azalma sağladı…
Onu yeme, şarap içme, mayalı şeyler yeme…Tamam ağzımızı tutarız ama insan kendini üzmemeyi, sıkmamayı başaramıyor ki..
Ben onunla yaşıyorum, istediği zaman geliyor, onu hissettiğim aura döneminde, ağrı kesicimi alıyorum..Bazen işe yarıyor çoğu kez yaramıyor.

Birgün PUFF diye, geldiği gibi gidecek..
İsmi üzerine göç  (immigrate) edecek, uzaklara gidecek  J

1 Mart 2011 Salı

Bebek Bekleyenlere Tavsiyeler-2

    Bebek eve gelince bütün dengeler, ihtiyaçlar değişecek..Aklınıza gelmeyen şeyler, birden ihtiyaç olarak hissedilebilecek…
Ne gibi?
Bir çamaşır kurutma makinası gibi…
    Çamaşır kurutma makinası, bebek doğduktan sonra, hergün çamaşır yıkayacağınızı varsayarsak, hayatınızı oldukça kolaylaştıracak bir şey.
Yıkanan çamaşırın sepetler konup, kalorifer üstleri, kapı üstleri, balkon içine asılması ya da odanın ortasına açılan iplere serilmesi gibi rituelleri ortadan kaldırır. Makinadan çıkan ıslak çamaşırlar, kurutma makinasına atılır, evde çamaşır dağınıklığına sebep olmaz. İstediğiniz kurulukta kurutma makinasından çıkar, yüksek ısıda suyu buharlaştırdığından, giysiler dezenfekte olur. Ütüye gerek duyulmayan giysilere, henüz sıcakken el ütüsü yapılır, hemen dolaplara kaldırılır. Havlular kabarır, penyeler yumuşacık olur.
Giysiler aynı gün yıkanıp kuruduğu için, bebeğe daha az giysi gerekir. Bebeğin hızla büyüdüğü düşünürse, az zaman için, az sayıda eşya almak avantajdır.
    Bebek doğduktan sonra , bebeğinizi gece- gündüz yalnız bırakmama gibi bir güdü belirebilir içinizde. Kızım doğunca, ben uyurken onu mutlaka birine teslim ediyordum, eşime “ ben uyanana kadar sakın uyuma “ dediğimi hatırlıyorum. Bu mümkün olmadığı için, daha önce yeğenime satın aldığım, evde kullanılan bebek apne monitörü (Baby Safe) imdadıma yetişti.
Bu da nedir?
Siz uyurken , bebeğinizin nefes alışverişini, onu hiç rahatsız etmeden takip eden bir cihaz. Yatak şiltesinin altına konulan, ince bir metod defter büyüklüğünde ve kalınlığında bir tabla. Bu tabla bebeğin nefesini hisseden sensör aslında. Tabladan çıkan kordon ve kordona bağlı el kadar bir araç. Bu araç yatağın kenarına asılıyor, aleti aktive etmek ya da kapatmakta kullanılıyor. Aleti açtınız, bebeği yatağına yatırdınız, bebeğinizin her nefes alışında aletin üzerinde yeşil küçük ışığı yanıyor..Gecenin karanlığında gözünüzü açtığınızda bebeğinizin her nefesini  görüyorsunuz!

Daha detaylı bilgi için https://www.kalemedikal.com/kopyasi-sigvaris-varis-ve-kol-oedem internet sitesini ziyaret etmenizi öneririm.
20 saniye kadar bebeğinizin nefes alışını hissedemezse, yüksek sesle sizi uyarıyor. Temennim bunun hiç olmaması..20 sn ve üzeri nefes durmasına apne denir ve hemen müdahale gerektirir. Siz bu uyarı sesini , aleti kapatmayı unutup, bebeğinizi kucağınıza aldığınızda duyacaksınız sadece..
Bu mönitörlerin daha gelişkin tipleri Yenidoğan Yoğun Bakım servislerinde kullanılır aman onlarla karıştırmayın.
Aklınıza takılan sorular ve sorunlar için bana yazabilirsiniz…
Sağlıkla kalın.